Üstün tanısı koyulduktan sonra ebeveynler şimdi ne yapmalıyım diye düşünüyor. Bir kısmı normal davranayım, normal bir eğitim alsın ki normal bir çocuk olsun derken bir kısım ebeveynde çocuğumun ihtiyacını karşılamak için ne yapmalıyım sorusunu soruyor.
Ailesi Arda’nın farklı bir çocuk olduğunu bebekliğinden beri fark etmeye başlamıştı aslında. Arda diğer bebekler gibi değildi. Erken konuşmaya başladı, erken yürüdü. Geniş bir hayal gücü vardı. Çok anlamlı konuşuyordu. Yetişkinlerle konuşmaya başladığı zaman herkesin tepkisi aynı oluyordu. “ Bu çocuk sanki büyümüşte küçülmüş. Ne kadar akıllı böyle...”
Üstün zekâlı ve yetenekli çocukların özelliklerinden biri de mükemmeliyetçiliktir. Mükemmeliyetçilik; ilk akla gelen tanımıyla mükemmel olma isteği değil, bir kişinin mükemmel olmadığında olumsuz duygular yaşaması, değersiz hissetmesi ve iyi olamayacağı korkusudur. Başka bir tanımla mükemmeliyetçilik, bir şeyin kişinin istediği kalitede olmadığında kişinin yaşadığı olumsuz duygulardır.
Hayatımızın başlangıcından itibaren bizi en fazla motive eden şeyler, bireysel olarak önemli gördüğümüz şeylerdir. Neyi önemsediğimiz, dünyamızı şekillendirir.
Renzulli özel yetenekli bireyi ortalamanın üstünde kabiliyet, yaratıcılık ve göreve adanmışlık özelliklerine sahip ve bunları faydalı olacak şekilde gereken yerlerde kullanabilen bireyler olarak tanımlamıştır.
Davranışlarımızı yönlendiren istek ve güdülerimizdir. Davranışlarımızın altında bir istek ve ihtiyacı karşılama güdüsü vardır, bu da davranışlarımızın devamlılığını sağlar. Burada devreye giren motivasyondur. Motivasyon, insanları belli bir amaç için harekete geçiren ve davranışlarına yön veren güçtür.
EĞMEK DEĞİL İÇİMİZDEKİ DOĞAL GÜCÜ GELİŞTİRMEK
Türkçe ‘‘Eğitim’’ kelimesinin köküne bakıldığında “eğmek” fiilinden türediğini görürüz. Burada kültürün, ailenin, çevrenin veya toplumun istediği bir insan modeli yaratma arzusunu sezinleriz. Oysa İngilizce olan “Education” kelimesinin anlamına baktığımızda bireyin içindeki doğal gücü geliştirmek olarak algılandığını görürüz. Yinede bu doğal gücün bireyin ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yapılandırıldığı gerçeği de göz ardı edilemez.