Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Uzaktan Eğitim Sürecinde Elimizden Ne Gelir?
Uzaktan Eğitim Sürecinde Elimizden Ne Gelir?
Uzaktan Eğitim Sürecinde Elimizden Ne Gelir?

Bilindiği gibi aktif olarak 2020 Mart Ayı’ndan bu yana dünya bir virüs salgını ile mücadele ediyor. Salgının pandemiye dönüşmesi tüm dünya insanlarını, sağlığın yanı sıra pek çok yönden olumsuz olarak etkiledi ve biz de ülkemizde bu olumsuzluklarla başa çıkmaya çalışmaktayız. Bu olumsuzluklarla başa çıkarken bizi güçlü kılacak olan psikolojik tutumumuzdur. Stresle başa çıkabilmek, duyguları ve davranışları kontrol edebilme becerimiz sayesinde elimizden gelebilecekleri yapmak bu süreçte başta kendimize ve sonra da çevremize yardımcı olmaktadır.


Pandemiden yaşantımızın tüm alanları gibi eğitim de etkilendi. Ancak eğitimin üçlü saç ayağı olan öğretmen, öğrenci ve ebeveynlerin çabalarıyla mümkün olduğunca kazanımı çok kaybı az eğitim-öğretim süreci yürütme gayretindeyiz.

Peki, bu süreçte çocuklarımızın eğitim-öğretim çalışmalarına, çevresindeki büyüklerinin vereceği destek, katkı nelerdir?

MEB kararı ile uzaktan eğitim sürecine girilerek salgınla mücadelenin eğitim sektöründeki adımlarından biri atılmış oldu. Uzaktan eğitim faaliyetlerinde televizyon, tablet, bilgisayar gibi internet araçlarıyla dersler işlenmeye devam ediyor. Bu noktadan sonra üzerine düşünülmesi gereken yetişkinler olarak, bu dersleri ve ders dışında evde geçirilen zamanları çocuklarımız için nasıl daha kaliteli hale getireceğimizdir. Aslında çocuklarınızdan yapması için teşvik edeceğiniz birkaç eylemle uzaktan eğitim sürecini en üst seviyede verimle geçirmek mümkün görünmekte. Peki nasıl? Bunu başaranlar nasıl başarıyor ona bakmak yeterli.

Uzaktan eğitim sürecinde derslerden yeterince verim alamadığını düşünenlerin eksik yaptığı veya başka bir şekilde ifade edecek olursak, verim alanların düzenli olarak yaptığı birkaç eylemi, dolayısıyla aileler ve öğretmenler için önerileri şöyle özetleyebiliriz;

Uyku bir problem olmamalı: Ailecek sabahları en geç 08.00’de uyanarak, kahvaltı yapıp çocuğunuzu derse hazır hale gelmesi için alıştırmalısınız. Bu uygulama ailecek düzene oturtulmazsa çocuğunuzdan da o düzeni beklemek pek gerçekçi olmayacaktır.

Uyarıcıları uzaklaştırmalı: Dersler başlamadan çocuğunuzla karşılıklı konuşarak bir anlaşma yapabilir ve telefonu sessize alıp ders esnasında ulaşılamayacak bir noktaya koymasını rica edebilirsiniz. Ayrıca ders esnasında telefon dışında etrafta dikkati dağıtacak ne varsa kaldırması için yönlendirebilirsiniz. Bunu siz istediğiniz için değil kendi öğrenme başarısı için yapacağı bir davranış haline gelmesi için ‘anlaşma’ olarak değil bir aile değeri, çalışma kültürü olarak kazandırmayı amaçlayın. Öyle ki siz yanında, evde olmasanız da o telefon ders sırasında bir uyaran olmasın.

Önemsemek ve aktif katılımını teşvik etmek: Ekran başında öğrencinin dersi takip etmesi için okuldakinden farklı bir çaba göstermesi gerekiyor. Aynı çabayı ekranın diğer tarafındaki öğretmenler de göstermekte. Bilinmeli öğretmenler de öğrenciyle kameradan, sesiyle, ekranına yazdıklarıyla ilgiyi canlı, bilgiyi de etkili iletme çabasındalar. Öğretmen sanal sınıfında öğrencilerinin derse aktif olarak katılımı için çevrimiçi ortamda zorluğuna rağmen, öğrencisine söz hakkı vererek, öğrencinin ismi ile seslenerek veya sorular sorarak yani öğrencilerin dikkatini çekerek onların aktif hale gelmesini sağlamakta. Ebeveynlerin de evde çocuğunuza derse girişini ciddi bir faaliyet olarak gördüğünüzü hissettirmek, işi ciddiye aldığınızı, verilen emeğin değerli olduğunu hissettirmeniz çocuğunuzun öğrenci rolüne sahip çıkıp, rolün hakkını vermesini sağlayacaktır. Çocuğunuzun ekran başında dikkatini koruması, defterini kullanması, not tutması, kitabından takip etmesi gibi öğrenme çabalarını fark edin ve o davranışını takdir edin. Öğrencinizle birlikte evdeyseniz onun dersleri sırasında siz de kendi mesleki uğraşılarınızla ya da kişisel gelişimiz için çevrimiçi eğitimlerle, kitap okumalarınızla ona arkadaşlık edebilirsiniz. Onun teneffüsleri sizin de vereceğiniz aralar olsun.

İşlenen her ders, o anda dünya ve insanlık için en önemli şeyi yapıyormuşçasına işlendiğinde hak ettiği ilgiyi görmektedir.

Not tutmaya teşvik: Öğretmenleri dersler esnasında öğrencinin, elinde kaynak kitap olsa bile önemli kısımları kitaplarına veya defterlerine not almasını istemektedir. Not tutma alışkanlığı olan öğrencilerin konu tekrar çalışmaları kolay ve daha başarılı olur. Ekranı açıp, internete bağlanıp dersi izlemek uzaktan eğitimin şartıdır ancak not tutulması öğretimin kendidir. Not tutmak öğrencinin zihnini ders içeriği konusunda uyanık yapar, aktif kılar. Dersin izlendiği cihazın yanında dersin defteri ve kalem olmasını gözetin. Öğrencinin yaşı küçükse veli olarak gün sonunda notlarına bakmak istediğinizi söyleyebilirsiniz. Genç bir öğrenci ise öğrendiklerini kalıcı hale getirmek için ne tür araçlar kullandığını sorarak not tutmaya teşvik edebilirsiniz. Elbette bu diyalog hesap sormak şeklinde değil desteklemek, motive etmek amacıyla kurulmalıdır.

Tekrar ve pekiştirmeyle sonlandırma: Öğretmenlerimizin öğrencilere verdiği ödevlerin amacı tam olarak öğrenmelerini pekiştirecek tekrarları yapmalarını sağlamak. Burada ebeveynlerin gerçekçi yaklaşımlar sergilemesi çok önemli. Çocuğunuzun dersler bittiğinde, biraz mola verdikten sonra o günkü derslerin konuları ile ilgili, konu tekrarı için ortalama 15-20 soru çözüp, konu anlatan kitaplarından genel bir tekrar yapması, notlarını düzenlemesi ya da ödevlerini tamamlaması hafta içi programı için yeterli olacaktır. Gün boyu yapılan derslerden sonra öğrencilerimizin de kendine hatta size ayıracak vakti olmalı ki bir sonraki gün için gereken enerjiyi tekrar depolayabilsinler. Bu nedenle tekrar konusunda yapılacak hatırlatmaları, evde saatler sürecek baskılara dönüşmemeye dikkat edilmeli.

Bunları yapmakta sorun yaşayan öğrenciler için çözüm, onlara bu davranışları yapmalarını söylemek şeklinde olmuyor maalesef. Evde ve ders esnasında örnek olmak, çocuklarımızda bir davranışın yapılabilirliğini artırmakta en önemli etkendir. Bunun erken yaşlarda olması elbette daha etkilidir fakat bugün, şimdi de imkânsız değildir. Bunun için ise ne üstün bir zekâya, ne mucizevi bir yeteneğe ihtiyaç var. Sahip olunması gereken tek bir beceri var o da öz-disiplin.

Nedir bu öz-disiplin?

Peki, nedir bu öz-disiplin?  Davranış bilimlerinde, öz-disiplin “Bireyin kendisini kontrol etme, düşünceler ve duyguları üzerinde denetim otoritesine sahip olması.” şeklinde tanımlanır. Yani bu, kendinizi kontrol etmeniz, yapacaklarınızı belirlemeniz için başkalarının size ne yapacağınızı söylemesine gerek kalmaması anlamına gelir. Yine eğitim psikologlarına göre “Öz-disiplin iki kısımdan oluşur: yapmak istemediğiniz şeyleri kendinize yaptırmanız ve kendinizi yapmak istediğiniz şeyi yapmaktan alıkoymanız.” Yani duyguları, istekleri, davranışları kontrol etme becerisi de diyebileceğimiz öz-disiplin, aslında hedeflediğimiz şeye ulaşmak için uygulamaya koyacağımız eylemlerde engel tanımamaktır.

Bir başka açıdan öz disiplin, eylem aşamasında bize vereceği rahatsızlık, mutsuzluk hissine rağmen, o eylemi yapmaya devam etmektir. Kilo vermek isteyip yemek yemekten vazgeçememek, spor yapmak isteyip üşenerek sürekli ertelemek, kitap okumaya karar verip sürekli bahaneler bulmak… Bu ve benzeri davranışlar öz-disiplin sorunu yaşadığınızı gösterir. Oysa hedefe ulaşmak için yapılması gereken davranış yerine hazzı erteleme gücünü gösterebilirsek ve bunu çocuklarımıza öğretebilirsek, ulaşılan hedeften elde edilecek haz her şeyin üstünde olacaktır.

Öz-disiplin hayattaki önceliklerimizi daha iyi belirlememizi ve başarıya ulaşmamızı sağlar. Öğretmenlerimiz ve ebeveynlerimiz bu noktada rol model olmaktadır. Sizler ne kadar öz denetiminizi sağlayabilirseniz, çocuklarımız da size o kadar uyum sağlayacaktır. Yaşantınızda plansız ve düzensiz geçen günler, sebepsiz ertelenen işler, çokça üretilen bahaneler varsa, tüm bunlar çocuklarımıza, öğrencilerimize söylediklerimizin etkisini kaybettiren, farkında olmadan gösterdiklerimizi yapmalarına sebep olan davranışlarımızdır. Doğada olduğu gibi yaşantılarımızda da aslında bir ahenk vardır, en çok etkileşimde olduğumuz insanlarla davranışlarımız zamanla birbirine uyum gösterir. Öz-disiplin herkesin sahip olması gereken ve öğrenilebilen, dolayısıyla öğretilebilen bir beceridir.

Görüldüğü gibi uzaktan eğitim sürecinde, davranışlarında çok kolay birkaç değişiklikle çevrimiçi dersleri üst düzeyde verimlilikle geçirebilir, okulda yüz yüze görülen eğitimle eş değer hale getirmesine yardımcı olabilirsiniz. Pandemi sorununu çözmek tümüyle bizlerin elinizde olmayabilir, ancak kendi etki alanımız içinde olan eğitim-öğretimin oldukça verimli geçirilmesi bizlerin elinde.

Son olarak unutmamak gerekir ki, öğrencilerimizin, çocuklarımızın yaşadığı zorluklar tüm dünyada yaşanmakta, önemli olan bu zorluklarla baş etme şeklimizdir. Elimizden gelenleri yapmaktan geri kalmamaktır.

 

Özge DELİKAN

Okyanus Kolejleri Bahçeşehir Kampüsü PDR Öğretmeni


  • Paylaş

Lise 4947 0 03 Aralık 2020, Perşembe

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları