Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Çocuğunuz Nasıl Bir Lisede Okumalı?
Çocuğunuz Nasıl Bir Lisede Okumalı?
Çocuğunuz Nasıl Bir Lisede Okumalı?

Çocuğunuz öyle bir lisede okusun ki, o dört yılı tamamladığında üniversiteye hazırlanmış, yabancı dili öğrenmiş, çağımızın yaşam becerilerini kazanmış olsun. Lisesi onun kişisel ve sosyal gelişimini sağlasın.Kendi öyküsünün kahramanı olduğunu öğrenmiş olsun.


Doğru yerde yetişmeli.

Okyanusun derinliklerindeki kum tanesi eğer doğru bir yere yerleşirse yani bir istiridyenin kalbine, birkaç yıl sonraışıl ışıl bir inci tanesine dönüşür. İnsan da içinde bulunduğu ortamdan etkilenir. Bu nedenle çocuklarımızın onların potansiyelini işleyebilecek bir okulda eğitim almasını isteriz. Lise ise onun kendi kimliğini bulduğu dört yıllık bir dönüşüm çağı, onun parlak bir geleceğe sahip olması için önemli yıllardır.

Artık yakından da uzaktan da başarılı bir okul olmalı.

İçinden geçtiğimiz salgın sürecinde okulun sadece bir bina olmadığı anlaşıldı. Okulunu kapı pencere sıra ve tahtadan ibaret gören kurumların öğrencileri için eğitim-öğretim aksadı, gelişim eksik kaldı. Ancak bu olumsuz süreçte eğitimden kazandığını eğitime yatıran, yani eğitim teknolojisini ve bu teknolojiyi kullanacak insan kaynağını önemseyen, geliştiren kurumlar başarılı oldu. Uzaktan eğitim birkaç ay evveline kadar bir seçenekti ancak artık gereklilik. Çocuğunuzun okuluna karar verirken hem yüz yüze hem de uzaktan eğitim-öğretimde başarılı olması gerektiğini aklınızda bulundurun.

Okul çocuğun özünde taşıdığı yetenekleri işlemeli, onu olabileceğinin en iyi haline kavuşmasına hizmet etmeli.

Lise yaşantısı, ilköğretimden çok farklıdır. Temel eğitimi (ilk ve ortaokul yılları) hayata hazırlık olarak kabul edebiliriz. Ancak lise yıllarına hayata hazırlık dersek; çocuklarımızın potansiyelini sınırlamış oluruz. Çünkü lise çocuklarımızın bugüne kadar öğrendiği rolleri, kazandıkları becerileri uygulayacağı bir zamandır.

Lise hayata hazırlık değil, hayatın kendisidir.

Lise yıllarında gençler, birey olarak yapıp ettiklerinin sorumluluğunu alır. Bu yıllar onun yaşantısında kendi etkisini yapabildiği ergenliğin güçlü çağıdır. Bu genç insan, öyle bir liseden mezun olmalı ki, diplomasını aldığında gelecek hayali için rotasını çizmiş, kariyer planını yapmış şekilde kanat çırpabilmeli.O dört yıl tamamlandığında; ilgi yeteneklerine en uygun yükseköğretim programını kazanmaya hazır, potansiyelini geliştirmiş ve doğal olarak kendinden emin bir insan olmalı. Yani lisesi onu gerçek anlamda yetiştirmeli.

Dört kavrama dikkat

Potansiyel, yetenek, kariyer, ilgi. Bu kavramlar insanın hayatta neler yapabileceğini anlatıyor, bu dünyada nasıl var olacağını da gösteriyor. Potansiyel, yetenek, kariyer, ilgi; bunların bir bölümü doğuştan bir armağan, bir bölümü ise geliştirilen, kazandırılan niteliklerdir. Şöyle ki:

  • Potansiyel vardır ancak işlenmesi gerekir.
  • Yetenek, yatkınlıktır ancak yönlendirilince kıymeti olur.
  • Her insanın kariyeri vardır ancak en uygun, doyum sağlayacak bir planlama yapılmalıdır.
  • İlgi, güçlü bir yaşam motivasyonudur ancak beslenmesi gerekir.

Çocuklarımızın okuyacağı okul onu işlemeli, yönlendirmeli, planlamalı, beslemeli. Lise dediğin geliştirmeli.

Seçtiğiniz lise, öğrencisinin üniversite adayı olduğu bilincinde olmalı.

Çocuğunuz için seçeceğiniz lisenin; öğrencilerine en doğru üniversiteyi, en uygun bölümü kazandırmak misyonu olmalı. Lisenin ardından gelen yükseköğrenim yani üniversite, gençlerin özellikle lise yıllarındaki sınav başarısıyla yerleşilecek, kazanılacak kurumdur.

Öğrencinin ders çalışmaya motive den güçlü nedenleri olmalı. Çocukluk çağını henüz geride bırakan genç insanların kendini motive edecek nedenleri bulması kolay olmayabilir. Okulun üniversite hazırlık sistemi varsa, öğrenciyi heyecanlandıracak hedefler koymasına rehberlik ediyor olması bu yüzden önemlidir. Hedef üniversite kazanmaktan çok daha özellikli olmalı. Hedefi net yapacak olan; öğrencinin yetenekleri, ilgileri doğrultusunda yapılacak çalışmalardır. Böylece her sabah okul için uyanmak, ödev yapmak, ders çalışmak, proje üretmek, okulda sorumluluk almak konularında da istekli olacaktır. Seçeceğiniz lisenin eğitim programında üniversite hazırlık derslerinden başka yeteneği başarıya dönüştürecek bir sistem olup olmadığı incelenmeli.

Sistemli Bir Yaklaşım Sonuç Getirir.

Üniversiteye giriş genelde öğrencilerin 12. sınıfta katıldıkları TYT-AYT isimli sınavlarla ilgili diye düşünülür. Oysa üniversiteye giriş, 9. Sınıftan itibaren sistemli bir yaklaşımla başarılı olunabilecek süreçtir. Sınav isimleri değişse de yükseköğretim sınavlarının ölçtüğü akademik derslerdeki genel yeterlilikler ile öğrencinin seçtiği akademik alanlardaki yeterlilikler oluyor. Bu nedenle seçilecek lise, öğretmenleriyle, yöneticileriyle; resmin tamamını öğrencilerine gösteren, 9, 10,11 ve 12. Sınıfta ‘üniversiteye hazırlık’ gündemi olan bir okul olmalı. Kısaca üniversiteyi 9. Sınıftan itibaren kazandırmalı.

Üniversite hazırlık sistemi olduğunu nasıl anlarsınız?

Bunun için amaca uygun öğretim takvimi, derslerin öğretim yılı içindeki dağılımı, ÖSYM’nin sınavlarına yönelik yayınlar, öğrencileri zinde tutacak ve öğretecek sınav uygulamaları, dijital öğretim içerikleri, geri bildirim becerisi güçlü- dinamik ölçme değerlendirme bölümü, öğrenme performansını takip eden ekranların olup olmadığı sorgulanmalı.

Çocuğunuzun lisesi dünya yurttaşı yapmalı.

Yabancı dil eğitimi, bir okulu ‘kolej’ yapan en önemli unsurdur. Dünya’nın ortaklaşan dili İngilizceyi anlayıp, konuşup, yazıp, ortaya proje çıkaracak nitelikte bir yabancı dil öğretim programı aranmalı. Haftalık programdaki ders sayısı ve bu İngilizce ders adları ve içeriklerinin amacı önemli. Öğrencilerin öğrenme başarısının uluslararası kuruluşlar tarafından objektif değerlendirebileceği de unutulmamalı. Okulun ikinci bir dil öğretimi için ayırdığı zaman ve ürettiği hizmetlerin, öğrencinin yaşantısına katacakları büyük olacaktır. Lisede aldığı dil eğitimi, üniversitelerin ilk yılı olan hazırlık sınıfı okumaya  gerek bırakmamalı.

Zamanın ruhunu okuyan bir okul

Gençlik çağı çok boyutlu hızlı bir gelişim dönemidir. Öğrenciniz okuduğu lisede kültürel, sanatsal, sportif, sanatsal, bilimsel ve kariyer gelişimi için imkânlar bulmalı. Tercih edilen lisenin öğretim programı dışında, çocuklarımızın hayatını ‘zenginleştirecek’ eğitim sunması beklenmeli. Her veli hem ülkemizde hem de çağdaş dünyada, çocuklarımızın kazanımlarını belgeleyen, diploması kabul gören bir lisede öğrenim görmesini ister. Uluslararası kuruluşlarca verdiği eğitim-öğretim hizmeti akredite edilebilen bir lisenin sunacağı imkânlar elbette avantaj sağlayacaktır.

Lisenin insan kaynağı ve donanımı, hayatını etkiler.

Lisede öğretim ve eğitim hizmetleri; alanlarında uzmanlaşmış öğretmenlerin, donanımları ve onların iş kalitesini etkileyen araç-gereçleri, kaynakları, imkânları kullanarak üretilir. Bu bir organizasyon yönetimi, bu bir ekip işidir. Bu anlamda çocuğunuzun okuyacağı liseyi, yalnızca fiziki yapısıyla değil; okulun ruhunu oluşturan eğitimcilerini, onları bir araya getiren insan kaynağı ve eğitim politikasıyla ele almalı.

Eğitim teknolojisini etkin kullanan, değişen koşullara çevik bir şekilde uyum sağlayan, internet ortamında da hizmet üretebilen okullar bugün ayakta ve yarına kalacak. Veliler, öğrencileri için, çocuklarının ellerindeki ekranları birer eğitim-öğretim aracı olarak da kullanmaları sağlayan bir okul aramalı.

Laboratuvarı olmayan veya laboratuvarı kullanamayan okulda öğrenme heyecanı yaşanabilir mi? Sanat atölyesi olmayan veya atölyesi kullanılmayan okulda insan gelişebilir mi? Spor alanı olmayan veya spor alanları kullanılamayan okulda beden eğitilir mi? Bu sorular lise eğitim-öğretimin her alanında çoğaltılabilir. Vurgulamak istediğim dolu dolu, yaşayan ve yaşatan bir lise gençler gelişir, mutlu olur. Unutulmamalı ki binaları ‘okul yapan’ içinde yaşayanlardır. Bir yaşam merkezi olma iddiası olmalı okulun. Çünkü çocuklarımız hayatın kendisi olan, uzun sayılabilecek dört yıllık süreçte kendini tanıyacak. Potansiyelini keşfedecek, yeteneğini tanıyacak, kariyerini tasarlayacak.

Bugün günlerden yarın.

Çocuklarımızın okuyacağı lisenin, 21. Yüzyılın aranan yetkinlikleri olan; iletişim, iş birliği, ekip üyesi olarak çalışabilme, yönetim, organizasyon becerisi, gelişime açık olmak, inovasyon, gönüllülük, uyum sağlayabilme, liderlik, sorumluluk, girişimcilik, sunum becerisi ve elbette yurt sevgisi kazandırma amaçları olmalı. Çocuklarımız lise yaşantısında evrensel yetkinlikleri pratik imkânı bulabiliyorsa gerçekten iyi eğitim de alıyordur.

Çocuklarımızın kendi hayatının lideriolarak yetişebileceği, yeteneğini kariyere dönüştürecek bir lise seçmeniz dileğiyle.


  • Paylaş

Lise 4184 0 23 Haziran 2020, Salı

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları