Gençlerin-çocukların internet ve teknoloji bağımlılığı ile boğuştuğu,ergenlik sorunları-kimlik arayışı içinde olduğu bu günlerde ‘çöldeki bir vaha’ gibidir kitap.Tabi onu serap sanmayanlara...

29 Mart Perşembe günü konferans salonunda gerçekleşen seminerde engin fikirleri ve tecrübesiyle öğrencilerin,öğretmenlerin ve velilerin ilgisini çeken Zengibar Özarslan, ömür boyu hatırda kalacak anekdotlarla,renkli –interaktif sunumuyla dinleyenleri bilgilendirdi.Kitapların; empati kurma gücünü,farkındalık seviyesini,yaratıcı düşünme ve yazma becerilerini desteklediğini vurguladı.Ayrıca psiko-sosyal  açılardan da insanı beslediğini iletişim becerilerini geliştirdiğini anlattı.

  Uzmanımız ,konuşmasında, kitapların insanlık tarihi boyunca nasıl ve neden önemsendiğine,insanlık gelişimine nasıl katkılarda bulunduğuna,tarihe nasıl yön verdiğine dikkat çekti ve konuşmasına şöyle devam etti :Roma dönemine ait ’ Antik Teb Kütüphanesi’nin girişinde “ruhun iyileşme yeri” yazısının yer aldığını biliyoruz. Eski zamanlarda kütüphaneler okuma, düşünme, iyi vakit geçirme ve dinlenme yeri olarak tasarlanmıştır. Bunların yanında dünyanın bilinen ilk hastaneleri olan Asklepion’larda da kütüphaneler bulunmaktadır.Bu bağlamdan hareketle yola çıkıldığında ‘ kitapların iyileştirici gücü’ eski çağlardan beri kullanılmış ve günümüzde de kimyasal bileşimler yerine Bibliyoterapi, psikolojik olumlama-iyileştirme aracı olarak kullanılmaktadır. Sunumunu soru-cevap bölümüyle tamamlayan Zengibar Özarslan, kitapların hayat boyu insanlara rehber olduğunu, insanlığın yolunu aydınlattığını belirterek tüm dinleyicilere bol kitaplı günler diledi.