Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Uzay Çağına Hazırlık
Uzay Çağına Hazırlık
Uzay Çağına Hazırlık

Astronomi ve Uzay Bilimleri


Astronomi Nedir

Astronomi (gök bilimi); kökenleri, evrimleri, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile gök cisimlerini açıklamaya çalışmak üzere gözlemleyen bilim dalıdır. Evrende bulunan her çeşit maddenin dağılımını, hareketini, kimyasal bileşimini, evrimini, fiziksel özelliklerini, uzaklıklarını ve birbirleriyle etkileşimlerini inceler. Yunanca ‘yıldız’ anlamına gelen ‘astro’ ve ‘yasa’ anlamına gelen ‘nomos’ kelimelerinden türemiştir.

Dünyanın En Eski Bilimi

Antik çağlardan beri insanlar, geceleyin yıldızlı gökyüzüne bakarak bu yıldızların ne olduğunu, nerede olduğunu, hayatımıza etkisi olup olmadığını merak ettiler. Bu ilk sorulardan insanlık tarihinin en eski bilimi kabul edilen “astronomi” doğdu. MÖ 2500 yılında Mezopotamya'da, insanlar gökyüzünü dikkatle izlemeye ve onun geceleri parıltılı, muhteşem sessizliğinde gördüklerinin düzenli kayıtlarını tutmaya başladılar.

Uzay Çağına Olan Özlem ve Teknoloji Çağına Katkıları

Astronomi insanlık tarihinin en eski bilimi olarak kabul edilse de, sırlarını çok az çözebildiğimiz bir alandır. Bu bilime olan merak belki de bundan kaynaklıdır. Uzayın böylesine gizemli olması ve insanlığın uzaya olan merakı neticesinde insanlığın uzay çağına olan özlemini doğurmuştur.

Şu anda içerisinde bulunduğumuz çağ, birçok kaynak tarafından teknoloji çağı olarak adlandırılmaktadır. Bu çağı başlatan olay ise bir oda büyüklüğünde olan bilgisayarların küçültülmesi olmuştur. Bilim tarihine bir göz attığımızda; 1960 lı yıllarda Amerika, Ay’a insanlı bir uzay aracı indirmek için büyük bir çalışma başlatmıştır. Ve insanlı bir uzay aracının Ay yüzeyine güvenli bir iniş gerçekleştirmesi için bilgisayar kontrollü bir navigasyon sisteminin mutlak gerekliliği fark edilmiştir. Ancak uzay aracına oda büyüklüğünde bir bilgisayar yerleştirilemeyeceğinden, bilgisayarların küçültülmesi için ar-ge çalışmaları başlatılmıştır.

1969 yılında Neil Armstrong ve ekibini taşıyan Apollo-11 uzay aracına sığabilecek boyutlarda küçük bir bilgisayar icat edilebilmiştir. Bilgisayarların küçültülmesine duyulan bu ilk ihtiyaçtan sonra, bilgisayar teknolojileri büyük bir ivme kazanmış ve teknoloji çağının başlamasına sebep olmuştur. Bu çerçeveden bakıldığında; “içerisinde yaşadığımız teknoloji çağı, aslında uzay çağına olan merak ve özlemden doğmuştur.” diyebiliriz.

İnsanlık tarihinin son 50 yılına baktığımızda teknolojinin her geçen gün daha büyük bir ivme ile geliştiğini görmekteyiz. Geliştirilen bu teknolojileri irdelediğimizde, birçoğunun aslında uzay araştırmaları sonucunda ortaya çıktığını görmekteyiz. Birkaç örnek vermek gerekirse;

Tıp alanında; iç organlarımızı görmeyi sağlayan MRI cihazı, bebekler için kullanılan ateş ölçerler, kalp nakli bekleyen hastalar için kullanılan kalp pompaları…

Metalürji ( Malzeme bilimi) de; yanmayan kumaş, çizilmeyen cam, visko dolgu malzemesi, kurşungeçirmez yelekler, radyasyon engelleyici malzemeler, termal kumaşlar, buz tutmayan yüzeyler…

Günümüzde uçaklarla güvenli şekilde seyahat etmemizi sağlayan birçok teknoloji, her gün evlerimizde izlediğimiz televizyon, ellerimizden düşürmediğimiz cep telefonları, internet,  uydu sistemi ile alakalı bütün teknolojiler…

Yukarıda yazılanlar ve daha birçok teknolojik gelişme uzay araştırmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Şuanda dahi uzay çağına hazırlık için yapılan çalışmalar ile yeni teknolojik gelişmeler, her geçen gün hayatımıza girmektedir.

Teknoloji Çağına Adaptasyonumuz

İnsanlığın uzaya olan bu merakı ve uzay çağına olan bu özlemi, çok yakın bir dönemde uzay çağına girmemizi kaçınılmaz kılmaktadır. Ülkelerin teknoloji çağına adaptasyon süreçlerinin farklı olması gibi, uzay çağına da aynı anda adapte olamayacağı aşikâr bir gerçektir. Örneğin günümüzde teknoloji devi olarak sınıflandırdığımız ülkeler 1970-1980 li yıllarda teknoloji çağına ayak uydururken ülkemizin bu çağa adaptasyonu milenyum sonrası ivme kazanmaya başlamıştır. Milenyum öncesinde ki jenerasyon ile milenyum sonrası jenerasyonu kıyasladığımızda, teknoloji ve elektronik bilgisi bakımından bariz bir fark görülmektedir.

Bu farkın oluşmasında siyasi, sosyal ve ekonomik sebepler olmakla beraber, temel sebeplerden en önemlisi eğitimdir. Çocukluk dönemini milenyum sonrası geçiren çocuklara baktığımızda, ilkokuldan itibaren bilgisayar eğitimini okullarında aldıklarını görmekteyiz. Bu eğitim sayesinde çocuklarımız içerisinde yaşadıkları teknoloji çağına anında adapte olabilmektedir. Okullarda verilen bilgisayar derslerinin 1980’li yıllarda başladığını varsayarsak, ülkemizin teknoloji çağına adaptasyon sürecinin bu yıllarda ivme kazanacağını söylemek yanlış olmayacaktır.

Astronomi Eğitiminin Önemi

Daha öncede belirttiğimiz gibi, insanlık uzay çağına girmek üzeredir. Bilim insanları önümüzdeki 10 yıl içerisinde uzay çağına gireceğimizi öngörmektedir. Yapılan tüm çalışmalar bizi bu çağa biraz daha yaklaştırmaktadır. Kaçınılmaz olan bu geçiş sürecinde ülkemizin adaptasyon süreci nasıl olacaktır. Bu sorunun cevabı aslında gayet açıktır. Çocuklarımıza temel astronomi eğitimini ilkokul çağından itibaren verebilirsek, ülkemiz için bu geçiş süreci sancısız olacaktır. Teknoloji çağına geçiş sürecinde olduğu gibi eğitimleri ileriki yıllarda verirsek, uzay çağına adaptasyonda da yine geç kalınmış olacaktır.

Bu nedenle; anaokulundan liseye kadar tüm öğrencilerimize seviyelerine göre “temel astronomi” eğitimi vermek için, biran önce ülkemizin eğitim kurumlarının ellerini taşın altına sokmaları gerekmektedir. Bu eğitimlerin alanında uzman astronomlar tarafından verilmesi ise bir diğer önemli konudur. Çocuklarımıza magazinsel astronomi haberlerini empoze ederek zihinlerini bilimsel olmayan boş bilgilerle doldurmak, onlara telafisi zor olan zararlar verecektir.  Bu konuda velilere düşen görev ise; çocuklarına astronomi eğitimini, doğru bir şekilde verebilecek kurumları araştırarak, bu kurumları tercih etmeleri olacaktır.

Astronom Abdullah Karalar

Okyanus Kolejleri Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi (UBAM) Sorumlusu


  • Paylaş

Ortaokul 1992 0 29 Kasım 2016, Salı

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları