Okyanus Koleji - Kolej, Özel Okul, Ana okulu, ilkokul, ortaokul, Lise | Kendine Keşif Yapanların Zirvesi
Kendine Keşif Yapanların Zirvesi
Kendine Keşif Yapanların Zirvesi

Kendi Yeteneklerini Keşfedenler


Hayatımızda oluşan her zorlukta çoğunlukla bir es vermek isteriz. Bu anlarda bazen istediğimize ulaşamamış, utanmış, çekinmiş, yaklaştırılmamış veya yaklaşamamışızdır. Bu hayal kırıklıklarımızın neredeyse tamamında ya kurduğumuz hayallerimiz gerçeklikten uzaktır ya hayatımızdaki diğer kişiler (sosyal çevre) bu hayallerimizden bizleri uzaklaştırmıştır ya da bizler hayallerimizi gerçekleştirmek için herhangi bir çaba göstermemişizdir.

Hayallerimiz, bizim hayata tutunmamız için hep önümüzde duran, “aç bir farenin peynire olan hasreti” gibi peşinden koşturduğumuz geleceğimizdir. Hayallerimizin peşinden koşmamamızın en büyük nedeni bizim yapabileceklerimiz (yeteneklerimiz, kapasitemiz) ile düşüncelerimiz arasında uçurumdur. Hayallerimizin büyüklüğü veya küçüklüğü gerçeklikle olan bağlantısının gizeminde yatar. Öyle bir gelecek kurgulanmalı ki, herkes için imkânsız olsa da senin için bir adım kadar yakın olsun.

Bakıldığında hayatımız hep yol ayrımlarıyla doludur. Neyi seçeceğimizi bilmediğimiz yol ayrımlarında biraz daha zaman geçirmek isteriz. Belki biraz daha düşünmek belki de yanlış karar vereceğimizi düşünerek onun kötü sonuçları ile karşılaşmamak için beklemeyi tercih ederiz. O kısa zaman diliminde daha rahat olduğumuzu varsayıyoruz. Oysaki yol ayrımında geçirdiğimiz zamanlar hayatımızdan da çaldığımız zamanlarolmaz mı? Bir an önce karar vermek lazımdır: “iyi veya kötü”. Peki ya “kötü” olanı seçersek? Bu soru zihnimizde bir yer etti mi, bittiğimiz an demek değil midir? Burada ben ne istiyorum, ne seviyorum, neyi seçersem mutlu olurum?sorularına cevap bulmalıyız.

Hayatımızın her alanında kararlar vermek zorunda kalırız. Önce hangi oyuncağı istediğine karar vermek, sonra hangi defteri-kalemi, sonra hangi ayakkabıyı, sonra hangi kıyafeti istediğine… Bu sıralama yaşımız ile orantılı olarak zenginleşerek büyür. Genel olarak bakıldığında belki küçük kararlardır bunlar. Daha önemliler ilerde karşımıza çıkmaz mı? İş/meslek seçimi, eş seçimi, yaşanılacak yer seçimi, kariyer yönelimivs.

Okuyacağın okula karar vermek, bir tarafta ailenin istediği iyi gelir sağlayan gözde meslekler önüne sürülmesi, bir taraftan da kendi isteklerinin arasında kalman kararsızlıklara sebep olur.  Bu ikisi arasında sıkışıp kalmak mı yoksa hayalini kurduğun alanı seçmek mi? Evet, ben hayalini kurduğun alanı diyorum, gönül verdiğin, bir ömür seni mutlu edeceğine inandığın alanı seçmek… İşte tam da bu noktada savaş başlar. Hayallerin için savaşırsın, savaşmalısın! Kendini dinleyip kararını verdikten sonra o yolda gitmelisin. Elbette önüne engeller çıkacaktır. Savaş diyoruz buna, engelsiz olur mu?

Nerden başlanmalı biliyor musun? Kendinden… Tüm mucitler önce aynı şeyi keşfettiler: “Kendilerini” Bütün insanlar aynı doğar. Ancak bazıları kendini fark eder. Ve biz yüzyıllarca tek farkı “fark etmek” olan insanları konuşur dururuz. Oysa hepimiz doğduğumuzda fark edilmeyi bekleyen bir beyne sahibiz. Beş yaşındaki bir çocuğun sorularına maruz kalıp cevap veremediğiniz oldu mu hiç? Aynı televizyon programını izlerken bizim bile aklımıza gelmeyen, hatta cevaplamakta zorlandığınız sorularla karşılaşmadınız mı? Sonra ne oluyorsa oluyor o müthiş sorular karşısında dehşete düştüğümüz o küçük beyinler kayboluyor. Yerine sindirilmiş, sınırları kabullenmiş, önyargılarla dolu beyinler geliyor. Ve sen de bahaneler üretmeye başlıyorsun. Yetenek, maddiyat, toplum…

Yetenek dediğimiz şey, ders çalışmayı sevmeyenler için iyi bir kamuflajdan başka bir şey değildir. Üstelik bunu yaparken ders çalışıp başarılı olan insanlara nasıl büyük bir haksızlık ettiğimizin farkında bile değiliz. Söz gelimi, iyi bilardo oynayan birine yeteneklisin demek, ona yapılacak bir haksızlık değil midir? Uzun süre yaptığı çalışmaları, yeteneklisin diyerek hiçe saymış oluruz. Eğer zihinsel bir engel yoksa isteyen herkes bilardo gibi diğer tüm oyunlarda veya herhangi bir konuda en iyi olmayı başarabilir. En iyi olmayı sağlayan şey, hedeflerine hayatlarını adayanlardır. Bırakın yetenekli olup olmamayı bu konuda genlerinde başarılı olmak için medet umanlarla dolu etrafımız! Bazıları bir takım yeteneklerin saltanat gibi babadan oğluna geçtiğine inanıyor. Hedeflemeden, çalışmadan genlerinin yardım edeceğine inanmak…

Her tercih bir kazanış ama aynı zamanda bir kaybediştir. Yöneldiğin ve seçtiğin tüm tercihler seni bambaşka yollara ve sosyal çevrenin içine doğru yolculuklara çıkartır. Ve bu yolculukta zirveye gitmek için dümdüz bir yol bulamazsın. Zirve yolculuğundaki patikalarda vereceğin molaları ve geçtiğin yolları asla unutmayacaksın. Onların hepsi senin için yeni bir rütbe, yani tecrübelerin ile olacak. Zirveye çıktığındaki başarı sadece senindir. Unutma ki bu süreci sadece yapmayı çok sevdiğin meslekleri bulursan atlatabilirsin. Mutlu eden tercihlerin olsun. 

 

Samet DURAN

Rehber Öğretmeni


  • Paylaş

Lise 1991 0 16 Mart 2017, Perşembe

E-Bülten Üyeliği
Yorumunuzu Yazınız
Yorumlar

Şu an herhangi bir yorum yok. İlk yorumu yapmak ister misiniz?

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları