Beylikdüzü Okyanus Koleji, Anadolu Lisesi | Başarı | Bizim en büyük şansımız, Okyanus Kolejleri'nde okuyor olmamız.
Bizim en büyük şansımız, Okyanus Kolejleri'nde okuyor olmamız.

“Kuşların kanatlarından gelen başarı”

Yarışma boyunca herkesin “Türkiye’den Gelen Melekler” dediği Beylikdüzü Okyanus Koleji öğrencileri Dilara Suna ve Melike Kara, sırtlarında beyaz kanatları ile yüzlerce izleyicinin alkışları eşliğinde sahneye çıkarak I-SWEEEP 2014’te Enerji alanında "Enerjik Tüy" (Energic Feather) adlı projeleriyle Dünya 2.'liği ödülünü aldılar.

Çevre, mühendislik ve enerji alanlarını kapsayan dünyanın en büyük bilimsel yarışması I-SWEEEP 2014 (International Sustainable Energy, Engineering & Environment Project Olympiad) ABD'nin Houston kentinde 5 Mayıs 2014 'te gerçekleştirildi.

66 ülkeden 385 projeyi geride bırakarak Okyanus Kolejleri’ne Dünya 2.'liği gururunu yaşatan öğrencilerimizle I-SWEEEP, projeleri ve gelecek üzerine keyifli bir sohbet yaptık.

 

1) Öncelikle başarınızdan dolayı sizi tebrik ederiz. I-SWEEEP nedir? Bu yarışma neden bu kadar önemli?

I-SWEEEP, International Sustainable World (Energy, Engineering & Environment) Project Olympiad -Uluslararası Dünya Sürdürülebilir Çevre, Enerji ve Mühendislik Proje Olimpiyatı’dır. Dünyada liseler arasında düzenlenen en büyük bilim yarışması organizasyonudur.

Houston-Teksas ABD'de kar gütmeyen bir eğitim organizasyonu olan Cosmos Vakfı tarafından organize edilmektedir.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen yüzlerce öğrenci hazırladıkları projeler ile global sorunlara çözüm bulmaya çalışmaktadır.

Biliyorsunuz ki, günümüzün ve geleceğin en büyük sorunu çevre kirliliği ve enerji kaynaklarının azalması. Bu sebeple tüm dünya bu sorunlara yönelik çözümler üretmeye çalışıyor. Proje yarışmalarında da en çok bu temalar üzerinde duruluyor. Çünkü gençlerden gelecek yeni ve akılcı fikirlere tüm dünyanın ihtiyacı var.

Seçkin ve değerli bilim insanlarından oluşan jüri titiz bir çalışmayla projeleri değerlendirerek Dünya’nın en iyi projelerine ödül vermekte, bu yüzden böyle bir yarışmada derece almak hem büyük bir başarı, hem de büyük bir onur.

 

2) Bu yarışmadan nasıl haberdar oldunuz?

Dilara Suna: Geçen yıllarda da biz TÜBİTAK ve başka bilim yarışmalarına katılmıştık. Bir de yurt dışına açılıp uluslararası yarışmalarda da derece almak, bu tecrübeyi yaşamak istedik. Öğretmenlerimizin yardımıyla da birkaç yarışma bulduk. Bunlardan biri de I-SWEEEP idi. Başvuru yaptıktan sonra kabul edildik.

3) Enerjik Tüy "Energic Feather" adlı projenizden bize biraz bahseder misiniz?

Dilara Suna: Projemiz "Energic Feather"da öncelikle “Atık kuş tüylerini nasıl geri kazandırabiliriz ve çevreye verdikleri zararı nasıl azaltabiliriz?” diye düşündük.  Proliz işlemi ile atık tüyleri geri dönüşüm işlemine katarak onlardan enerji üretebileceğimizi gördük.

Melike Kara: Proliz işlemi kuş tüylerini oksijensiz ortamda yakmak demek. Bu işlemi gerçekleştirirken üç form elde ettik. Gaz kısmıyla enerji üretebildik. Daha sonra sıvı kısmı elde ettik. O sıvı da benzin ve türevlerini içerdiği için kimyasal içerikten dolayı yakıt olarak kullanılabiliyor. Ve kül kısmı elde ettik. Kül kısmıyla da denizi temizledik.

4) Bu projeye nasıl karar verdiniz?

Dilara Suna: Biyoloji dersinde insanlar ve hayvanlar alemi konusunda  hayvanlar ve insanların atıklarının çevreye zarar verdiğini gördük. Beyin fırtınası yaparak bunu önlemek için bu projeyi gerçekleştirebileceğimizi ve hayata katarsak da güzel şeyler ortaya çıkabileceğini gördük.

5) Kuş kanatlarını takmak nereden aklınıza geldi? Çok ilgi çekmiş olmalı?

Yarışmaya katılmaya hak kazandığımızda gerçekten çok sevinmiştik. Daha sonra araştırma yaptığımızda 36 farklı ülkeden yüzlerce rakibimizin olduğunu öğrendik. Hocamız bizlere projemizi hem güzel sunmamız gerektiğini, hem de bir farklılık yaratmamız gerektiğini söylemişti.

Geleneksel kıyafetler giyinmek bu yarışmalarda oldukça faydalı oluyor. Ama herkes bu yöntemi seçmeye başladı. Bu yüzden biz projemizi öne çıkaracak bir şeyler aramaya başladık.

Danışmanımızla yaptığımız toplantılardan birinde tavuk kostümü mü giyelim diye düşünürken birden kanatlar aklımıza geldi. İyi ki de gelmiş. O kanatları bulmak için beraber Eminönü’ne bile gittik. Hatta sadece kanatları değil, birçok tüyle yapılan süs eşyalarını hem tasarladık, hem de yaptık. Güzel Sanatlar bölümündeki hocalarımızdan destek alarak kendi deneylerimizde kullandığımız kuş tüylerinden özel broşlar tasarladık ve orada hem jüriye, hem de tanıştığımız öğrencilere hediye ettik.

Kuş kanatlarımız ise tam bir nokta atışı oldu. Kostüm satan özel bir dükkandan temin ettik kanatlarımızı. Açılış seremonisinde kanatlarımızı taktığımız ilk günden itibaren bu dev organizasyona “Türkiye’den gelen melekler” olarak adımızı kazıdığımızı söyleyebiliriz. Çünkü kime sorsanız bizi tanıyordu. Bu gerçekten süper bir duygu. Kanatlar bizi yarışmanın yıldızları yaptı.

6) Projeyle alakalı herhangi bir eğitim ve destek aldınız mı? 

Melike Kara: BARGEM biriminden Hocamız Duygu Celepcioğlu’nun desteği ile sunum üzerinde çalışmalar yaptık.

Dilara Suna: Bir de  İstanbul Üniversitesi’nde kimyager olan Atakan Mücevher Hoca bize çok yardım etti. Proliz işlemini gerçekleştirmede bize yardımcı oldu. Proliz işlemini yapmak için proliz sistemine ihtiyaç oluyor. Bu sistem her yerde bulunmuyor. Sadece üniversitelerde ya da fabrikalarda bulunuyor.  

7) Proje aşamalarını anlatır mısınız?

Melike Kara: İlk başta 650 santigrat derecede deneyimizi yaptık. Belli bir gaz oranı elde ettik. Sıcaklığı artırıp 750 santigrat dereceye çıkarttık.  Bu sıcaklıkta en üst ısıl değerleri ve en üst gaz oranlarını elde ettik. Bunlarla elde ettiğimiz ürünleri de kullanabileceğimizi gördük.

8) Projenin ne şekilde kullanabileceğini düşünüyorsunuz? Projenin amacı nedir?

Melike Kara: Kümeshanelerin yanına bu sistemi kurup, kuş tüylerinden çıkan enerjiden tekrar kümeshanelerin yararlanabileceğini düşündük.

9) Yarışma organizasyonundan bahseder misiniz? Organizasyon nasıldı?

Organizasyon gerçekten çok kaliteli ve profesyonelce hazırlanmıştı. Proje sununları ve ödül töreni George R. Brown Convention Center'da gerçekleştirildi. Hiçbir aksilik yaşamadık diyebiliriz. Yarışmacılarla ilgilenen üniversite ve okullardan gelmiş yaklaşık 250 kişi gönüllü olarak çalışıyordu.

Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen 500’den fazla kişiyi bir hafta boyunca gerçekten güzel ağırladılar. Açılış seremonisi, gençlerin kaynaşması için yapılan etkinlik gecesi ve ödül töreni hepsi birbirinden güzel ve keyifliydi. Her tarafta farklı dilden konuşan, ama yine de çok güzel anlaşan bir sürü liseli genç vardı. Bizi dinlemeye gelen herkesle tanıştık, iletişim bilgilerimizi paylaştık. Orada kurulan bazı arkadaşlıkların çok uzun süre devam edeceğini ve bizlere yeni ülkelerde yeni ufuklar açacağını düşünüyoruz.

10) Kaldığınız süre boyunca günleriniz nasıl geçti?

İlk gün kaydımızı yaptırdık. Katılım belgelerini, çantalarımızı, tişörtlerimizi ve panomuzu aldık. Büyük bir heyecanla standımızı hazırladık.  Deneysel materyallerimiz, çalışma defterlerimiz, özel hazırlanmış proje raporlarımız ve okuduğumuz tüm makaleler ile hazırladık standımızı.

Daha hazırlık aşamasında yanımıza gelip projemizi dinlemek isteyenler oldu. Diğer günler bizi Science Museum ve NASA’ya götürdüler.

NASA çok güzeldi. Büyük bir arazi üzerine kurulmuş bir yer. Üstelik şehrin oldukça dışında yer almakta. NASA’nın içinde özel gezi araçlarıyla dolaştık. Birçok roketin yapıldığı yerleri birebir gördük. Ayrıca o büyük arazide dolaşan bufalolar da oldukça dikkat çekiciydi.

Her ikisi de oldukça keyifli gezilerdi. Hocamızla ve orada tanıştığımız arkadaşlarla her fırsatta hem şehri gezdik, hem de alışveriş yapmaya çalıştık

11) Jüriye sunum yaptığınız andan ve yaşadıklarınızdan bahseder misiniz? Sizi en çok ne heyecanlandırdı?

Her gece Duygu Hocamızla bizim otel odamızda buluşup provalar yapıyorduk. Burada şöyle diyelim. Şunu sorarlarsa nasıl cevap verelim diye. Provalar jüri sunumlarımıza kadar devam etti. Yarışmanın 3. gününde sadece biz yarışmacıları fuar alanına aldılar. Danışman öğretmenler alınmadı. Öğrenciler jüriye sunum yaptılar.

Öğlene kadar standımıza tam 12 ayrı jüri geldi. Her projeye bu kadar jüri gelmediğini söyleyebiliriz. Proje konumuzu çok ilgi çekici buldular. Yaptığımız sunumun çok profesyonel olduğunu söyleyenler oldu. Hem posterimiz, hem sunumumuz, hem de kanatlarımızla jürinin ilgisini bayağı çekmişti.

Sunumlar sonrasında Duygu Hocamız bizi çıkışta bekliyordu ve tam o sırada “Happy” isimli şarkı çalıyordu. Bu şarkı bizim takımın Amerika’ya inerken uğur getirsin diye dinlediği bir şarkıydı ve çıkışta onu duyunca bunun bir işaret olduğunu düşünüp, “Tamam dedik bu iş oldu. Ya birinciyiz ya da ikinci!” dedik.

12) Diğer katılımcıların ve ziyaretçilerin projenize ilgileri nasıldı? Yabancı basının ilgisini çekmiş olmalısınız?

Otelden ayrılacağımız gün bize Houston’daki gazetelerde çıktığımızı söylediler. Ama gazeteyi bulamadık. Hem kameralar, hem de fotoğrafçılar kaydettiler projemizi.

13) Sonuçların açıklanma anından ve ödül töreninden bahseder misiniz? 385 proje sahibi arasından adlarınızın okunması heyecan verici olmalı?

Melike Kara: Biz NASA’yı gezerken ödül töreni için hazırlık yapılıyordu. Öğleden sonra 15.00 gibi ödül töreni başladı. Bu sırada organizasyon canlı olarak internetten verildi. Ailelerimiz de bizi seyrettiler. Bu bekleyiş çok heyecanlıydı. Konuşmacılar, showlar bitip de ödül töreni başlayana kadar zaten Dilara, Duygu Hoca’nın ellerini sıka sıka mahvetmişti. Sürekli büyük ödül için dua ediyorduk. Bu öyle bir heyecandı ki, üniversite sınavı bile bizi bu kadar heyecanlandıramaz. Ama sahneye çıkmak ve madalyayı almak gerçekten büyük bir mutluluk.

14) Bu yarışma size neler kazandırdı?

İyi ki gitmişiz diyoruz. Çünkü uzakların çok da uzak olmadığını gördük. Gelecekteki planlarımızda artık yurt dışında en az bir yıl eğitim almak var. Kendimize güvenen kişileriz, ama bu yarışmaya gideceğimizi ilk öğrendiğimizde İngilizce sunum yapmak bizi ciddi anlamda endişelendirmişti. Ama oradan ayrılırken İngilizce sunum yapmanın bizim için bir sorun olmadığını gördük. Okulda aldığımız eğitim güzel bir alt yapı olmuş bizim için. Sadece pratik yapmak yeterliymiş

Ayrıca bu yarışmaya Amerika’daki birçok büyük üniversitenin ne kadar önem verdiğini öğrendik. Elde ettiğimiz başarı ile şu anda yurt dışındaki birçok üniversite bize kapılarını açıyor ve güzel burslar veriyor. İyi ki gitmişiz diyoruz.

 

15) Peki, bundan sonra projenizi neler bekliyor?

Dilara Suna: Projemizin patentini almak için çalışmalara başladık. Mezun olunca projemizi gerçek hayatta uygulanabilir hale getireceğiz. TÜBİTAK Girişimcilik Proje Yarışması’nda kurmuş olduğumuz sanal bir şirketimiz var. Mezun olunca bu şirket çatısı altında projemizi  hayata geçireceğiz. 

16) Başarınızda nelerin katkısı nasıl oldu?

Duygu Hocamızın desteği inanılmaz. Bir kere onun her aşamada bir fikri oluyor ve bizi yönlendiriyordu. Deneylerimizi yaparken ve raporumuzu yazarken ciddi faydaları oldu. Proje nasıl yazılır, bilimsel yöntem nedir, nasıl anlatılır onları öğretti bize. Verdiği taktikler sayesinde jüriler sunumlarımızı çok profesyonel buluyorlar ve daha önce hiç sunum eğitimi aldınız mı diye soruyorlar.

Geçen yıl TÜBİTAK Girişimcilik Yarışması’nda Duygu Hocamızla çalışarak Türkiye 2.'si olmuştuk. Sanırım onun peşini mezun olana kadar bırakmayacağız. Her zaman başarabileceğimize bizi inandırdığı için ona çok teşekkür ediyoruz.

17) I-SWEEEP’le ilgili unutamayacağınız anınız deyince aklınıza ilk gelen nedir?

Ödül törenindeki kalp çarpıntılarımızı, herkesin “Angels!” (Melekler) diyerek bize seslenmelerini.

Yarışmaya gitmenin heyecanını yaşarken bir de bakmışız ki dönmüşüz. Güzel bir rüya gibiydi.

18) Sizin gibi başarılı olmak isteyen gençlere neler önerirsiniz?

Proje yapmaya istekli olmak çok önemli. İstediğiniz her alanda proje üretebilirsiniz. Bizim en büyük şansımız Okyanus Koleji’nde okuyor olmamız. Çünkü bizim okulumuz kadar projeye ve bilimsel çalışmalara önem veren başka bir kurum olduğunu düşünmüyoruz. BARGEM birimi inanılmaz. Bir kez ekipteki hocalarla çalışmaya başladınız mı sürekli onlarla çalışmak istiyorsunuz. Hocaların önerilerini almak ve araştırmacı bir ruha sahip olmak başarılı olmak için yeterli. Bir de kendisine güvenmeli herkes.

19) İleride hedeflediğiniz meslekler nelerdir?

Dilara Suna: Ben Tıp Fakültesi’ni Psikiyatri’yi hedefliyorum. Ama olmazsa ve sözel  “ puanlar da yüksek gelirse İşletme de olabilir.

Melike Kara: Ben mimar ya da inşaat mühendisi olmak istiyorum.

20) Okyanus Kolejleri size neler kattı?

Dilara Suna: Okyanus Kolejleri’nde ben şu güzelliği gördüm… Daha önce okuduğum okulda böyle imkanlar yoktu. Proje yarışmalarından haberdar olamıyorduk.

Okyanus Kolejleri’nde öğretmenler, öğrencileri hayata katmak ve sosyalleşmelerini sağlamak için çok çaba harcıyorlar. Sadece ders anlamında değil, hayatı öğretip hayata hazırlıyorlar. Bizim kaçırdığımız dersleri almamızı sağladılar. Pek çok maddi ve manevi imkanlardan yararlanmamızı sağladılar.

21) Projelere hazırlanırken hem ders, hem proje yoğun bir tempo olmuştur. Siz bu dengeyi nasıl sağladınız?

Dilara Suna: Ya biri iyi olacak, ya diğeri… Herkes bu şekilde düşünüyor.  Ama biz, ikimiz de dersleri çok önemsediğimiz için başarısızlığa uğramadık. Hem projeyi, hem dersleri birlikte götürdük. Bunda Okyanus Kolejleri idarecilerinin ve öğretmenlerimizin de yardımları oldu. Giremediğimiz sınavlara başka zamanlarda girdik. Giremediğimiz dersleri etüdler ve ek dersler sayesinde öğrendik.

22) Sizi başarıya motive eden şey nedir?

Dilara Suna: Binlerce öğrenci geliyor. Yüzlerce proje var. Bizler “Acaba dereceye girer miyiz? Ne ödülü kazanırız?” diye düşünürken,  hocalarımızın “1.’lik 2.’lik getireceksiniz” gibi motive edici sözleriydi. Bu kesinlikle emirle, kaba bir şekilde değildi. Onların bizi motive etmek için söylediklerini biliyorduk. Ve gerçekten de motive ettiler. Onların söyledikleri yarışmalarda dereceler aldık.

23) Örnek aldığınız biri var mı?

Dilara Suna: Ben hayatta yaptıklarımla annemi; şirket ve bilimsel alanda da babamı örnek alıyorum. Tabi ki öğretmenlerimiz de bize örnek oluyor.

Melike Kara: Ben de önce annemi ve babamı, sonra da BARGEM’de görev yapan Duygu Hoca’yı örnek alıyorum.

24) Röportajımıza katıldığınız için teşekkür ederiz, eklemek istedikleriniz var mı?

Okyanus Kolejleri’ne, idarecilerimize, başta Danışman öğretmenlerimiz Duygu Celepcioğlu ve Pınar Çetin olmak üzere BARGEM’deki bütün öğretmenlerimize,  İstanbul Üniversitesi’nde görev yapan  Atakan  Mücevher’e ve bize destek oldukları için ailelerimize çok teşekkür ederiz. 




  • Paylaş

Tarih
:
21 Mayıs 2014, Çarşamba 06:45
Okunma
:
2.194 defa okunmuş

FORMU DOLDURUN
KAYIT VE ÜCRET İÇİN
SİZE HEMEN DÖNELİM

Arama

Kişisel Verilerin Korunması Politikası - Çerez Politikası - Çerez Ayarları